//-->

Sitemiz yapım aşamasındadır. Çok kısa süre içerisinde eksiklikler tamamlanarak sizlere hizmet vermeye devam edecektir.
Design By TÜRKOĞLU 2009

muhaseben.tr.gg

soru

Soru Cevap
SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNDA MERAK EDİLEN 200 SORU 200 CEVAP

5510 sayılı Kanunda Kurumun aktüeryal dengesini olumlu yönde etkileyecek olan kayıt dışı çalışma ve kayıt dışı bildirime ilişkin önemli düzenlemeler bulunmaktadır.

Şöyle ki;

Aktif-pasif dengesinin sağlanmasına yönelik olarak; sigortalıların prime esas kazançlarının büyük bir kısmı prim kesintisine tabi kılınmıştır. Prime tabi tutulmayan kazançlar tek tek sayılmış ve sınırlandırılmıştır. Sigortalılığın kapsamı genişletilmiş, sigortalı sayılmayanların kapsamı daraltılmıştır. Böylelikle prim ödeyecek sigortalıların sayısı fazlalaştırılmıştır.

Kamu idareleri ile bankalara, Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol ederek, sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalara da, sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Yine Kanunun  4/a veya 4/c ya da 5 inci maddesi kapsamında sigortalı olup da  sigortalılığı sona erenlerin durumlarının işverenleri tarafından, 4/b kapsamınsa sigortalı olup da sigortalılığı sona erenlerin durumlarının ise, kendileri ve faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirme zorunluluğu getirilmiştir.

Bankalara, döner sermayeli kuruluşlara, gerçek ve tüzel kişilere, kamu kurumlarına, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlara kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması amacıyla Kuruma bilgi ve belge verme yükümlülüğü getirilmiştir. Bilgi ve belgeleri yapılacak protokolde belirtilen sürede; mücbir sebep olmaksızın vermeyenlere haklarında, Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi gereğince aylık asgari ücretin beş katı tutarında, bilgi ve belgelerini geç verenlere ise, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanması  öngörülmüştür.

 

Kayıtdışılıkla mücadele ve Sosyal Güvenlik Kurumunun prim tahsilat kapasitesinin güçlendirilmesi kapsamında, sigortalıların kazançlarının gerçeğin altında bildirilmesini önlemeye yönelik, gelir vergisi ve sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primlerinin doğrudan tahsiline olanak sağlayacak aktif sigortalı ücretlerinin bankalar aracılığıyla ödenebilmesi için Borçlar Kanunu, İş Kanunu, Deniz İş Kanunu ve Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılarak, belirli sayıdaki  işçiye, hizmet erbabına, gazeteciye, gemi adamına ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkak ödemelerini bankalar aracılığıyla yapma zorunluluğu getirmiş ve buna uymayan işveren veya işveren vekili yada üçüncü kişiye idari para cezasına ilişkin yaptırımlar düzenlenmiştir.

4/a kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin 5510 sayılı Kanunun 80.maddesinin  birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarının  Hazinece karşılanacağı, işveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kurumumuza vermeleri gerektiği,ancak yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenlerin ise bir yıl süreyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamayacağı hususu düzenlenerek ilk kez destekten yararlanma durumu kayıt dışılığın olmamasına bağlanmıştır.

Öte yandan yine 4857 sayılı Kanunda yapılan değişiklik yapılarak  özürlü sigortalıyı çalıştıran işverenlere teşvik getirilmiştir.Yine yapılan düzenleme ile genç işsizlerin ve kadınların çalışmasını sağlamak amacıyla teşvik getirilerek kadın ve gençler için yeni iş imkanları açılmış ve kayıt dışı kayıt altına alınmaya çalışılmıştır. 

Kurumca belirlenen yükümlülüklerinin yerine getirilmemesinde uygulanan idari para cezalarının miktarları artırılmış, ayrıca, yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmemesini denetleyen Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarına görevlerinin yerine getirilmesinde engel veya zorluk çıkaranlara, 5510 sayılı Kanunla getirilen  yükümlülüklerin yerine getirilmemesi dışında ayrıca idari para cezası uygulanması ile Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesine göre hapisle cezalandırılmaları konusunda düzenleme yapılmıştır.

Yapılan bu düzenlemelerle Kuruma bilgi akışı sağlanması, sigortalılık kapsamının genişletilmesi  ve kayıtdışı istihdamın engellemesi amaçlanarak Kurumun aktif-pasif dengesini sağlamaya yönelik önlemler alınmıştır.

Diğer taraftan kanun sigortalıların daha uzun süre sistemde kalmalarını teşvik etmekte ve prim matrahlarını genişletmesi itibariyle, gelir ve aylıkların azalması gibi bir sonuç da ortaya çıkarmamaktadır.




Denetim elemanı sayısı artırılarak, etkin ve yaygın denetim uygulanmasına başlanmıştır.

Sağlık Bakanlığından portör muayene listeleri alınarak düzenli olarak sigortalılık kontrolleri yapılmaya başlanmıştır.

İçişleri Bakanlığından Kimlik Bildirimi Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ekindeki işyeri ve çalışanlara ait formlar alınarak sigortalılık kontrolleri yapılmaktadır.

Gelir İdaresi Başkanlığından muhtasar beyanname ve işyerlerine ilişkin bilgiler alınmaya başlanmıştır.

ALO 170 İhbar Hattı kurularak, kayıt dışı istihdam konusunda gelen ihbar ve şikayetlerin anında değerlendirilmesi uygulaması başlanılmıştır.




5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin uygulamasına ilişkin çıkarılmış olan Tebliğ'e göre sigortalılık kontrolü kapsamında bankalar ve kamu idarelerinden sadece işlem yapılan kişilerin “kimlik ve meslek bilgileri” istenecek ve bu bilgilere istinaden sigortalılık kontrolü yapılacaktır. Bunun dışında özel bilgileri içerecek herhangi bir bilginin istenmesi söz konusu olmayacaktır.

Örneğin; bir kişinin bankadan kredi alması durumunda, sadece bu kişinin “kimlik ve mesleki bilgileri” alınacak, bunun dışında “kredi miktarı”, “neden kredi aldığı” ve “ bu kredinin nerede kullanılacağı” hususları ile ilgili bilgi alınmasına ilişkin Tebliğ'de herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Kanunun 100 üncü maddesi kapsamında çıkarılan Tebliğ'de ise “sosyal güvenliğin sağlanması” ve “Kurum borçlarının takibi” konusunda Kurumca bankalar ve diğer kurum ve kuruluşlardan sadece Kurum işlemlerinin takibine yönelik olarak yapılacak olan protokoller çerçevesinde bilgi ve belge alınarak, güvenli ortamda sorgulama yapılmak suretiyle bilgilerin Kurumun yetkili personelince kullanılması sağlanacaktır.

Her iki Tebliğ'e istinaden de özel hayatın gizliliğini ihlal edecek herhangi bir hüküm bulunmamakta ve uygulamada da aksine bir işlem yapılamayacaktır.




Mülga kanunların uygulamasında malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK'lılar için 1800 gün veya 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur'lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.

5510 sayılı Kanunda malullük sigortasından aylığa hak kazanma koşulu, en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 1800 gün, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde ise belli bir sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmıştır.

Mülga kanunların uygulamasında ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK'lılar için 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur'lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir.

Yeni düzenleme ile ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu, en az 1800 gün prim ödeme şartına bağlanmış ancak  4/a sigortalıları için; borçlanma süreleri hariç, 5 yıl sigortalılık  süresi ile toplam 900 gün prim ödeme gün sayısı olarak düzenlenmiştir.




Mevcut uygulamada SSK ve Bağ-Kur'luların emekli aylıklarının hesabında, hizmet sürelerinden, ilk 10 yılın her yılı için % 3,5, sonraki 15 yılın her yılı için % 2, daha sonraki her yıl için % 1,5 olarak belirlenen aylık bağlama oranı uygulanmaktadır.

Bu durumda, 25 yıl çalışan bir sigortalıya ortalama yıllık kazancının % 65'i oranında aylık bağlanmaktadır. Yani,  her yılı için uygulanan aylık bağlama oranı ortalama  % 2,6'dır.

Yeni düzenlemeyle aylık bağlama oranı her yıl için % 2 olarak sabitlendiğinden, 25 yıl çalışan sigortalıların aylık bağlama oranında her yıl için ortalama 0,6 puan bir azalma görülmekte ise de, aylığın hesabında dikkate alınan prime esas kazanç matrahları yükseltildiğinden, aylık miktarlarında herhangi bir düşme olmamaktadır.

Diğer taraftan, eski sistemde 25 yıldan fazla süreler % 1,5 oranında değerlendirilirken, yeni sistemde % 2 olarak dikkate alınacağından, sistemde kalınan süre uzadıkça her yılın bağlanacak aylıklara etkisi daha fazla olacak ve daha yüksek tutarda aylık bağlanacaktır.

Ayrıca, geçiş döneminde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelere ilişkin kısmi aylık hesaplanırken, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim ödeme gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim ödeme gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır.




5510 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca, ilk defa 1/10/2008 tarihinden sonra işe başlayacak sigortalılar ile hak sahiplerine bağlanacak aylıklar, çalışma sürelerindeki asgari kazançlar dikkate alınarak güncellenmiş prime esas  kazançlarının ortalamasının % 35'inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40'ından az olamayacaktır.

Söz konusu düzenleme, 25/8/1999 tarihli 4447 sayılı Kanunla getirilen bir düzenleme olup, 5510 sayılı Kanunla yeni getirilen bir düzenleme değildir. Bu düzenleme ile ilk defa 1/1/2000 tarihinden sonra işe başlayan sigortalılara bağlanacak aylıkların, prime esas asgari kazancın aylık tutarının 5'inden az olamayacağı öngörülmüştür.

5510 sayılı Kanunla buna paralel olarak düzenleme korunmuş, ayrıca sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eş veya çocuğunun bulunması halinde ise alt sınır  asgari kazancın @'ına çıkarılmıştır.

Bu düzenleme bütün sigortalılara bu oranlar üzerinden aylık bağlanacağı anlamına gelmeyip, özellikle  özel şartlara göre aylık bağlananlara düşük sakatlık oranlarında bağlanan yaşlılık aylığında prim ödeme gün sayıları düşük olduğundan sigortalılık süresinde aylık miktarını etkileyen diğer parametrelerinde düşük kalması halinde alt sınır kontrolü ile  bunlara belli bir seviyenin altında aylık bağlanmaması amaçlanmıştır.

506 sayılı Kanunda sigortalının çalıştığı ilk yılları için yüksek aylık bağlama oranları söz konusu iken 25 yıllık çalışmadan sonraki her 360 gün için aylık bağlama oranları ilave olarak %1,5 artırılmaktadır. Bu da sigortalıların sistemden çabuk çıkmalarına ve bir an evvel emekli olmalarını teşvik etmektedir. Oysa 5510 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sigortalının çalıştığı her 360 gün için aylık bağlama oranı %2 olarak uygulanmak suretiyle sistemde daha uzun süre kalma teşvik edilmiştir.

5510 sayılı Kanunla,

-Sigortalıların primlendirilen kazançlarının kapsamının genişletilmesi,

-Kanunla kayıt dışı istihdamın önlenmesine yönelik getirilen düzenlemelerle çalışma süresindeki prime esas kazançlardaki kayıpların önlenmesi,

-Sigortalıların sistemde daha uzun kalması suretiyle hizmet süreleri, kazançları ve aylık bağlama oranları artacağından bu da bağlanan aylıklara olumlu yönde etki edecektir.




5510 sayılı Kanunla getirilen düzenlemede; Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki hizmetler için öngörülen aylıklar;

AYLIK = Ortalama Aylık Kazanç  x  Aylık Bağlama Oranı

Formülü ile hesaplanacaktır.Ortalama aylık kazanç ise; sigortalıların prime esas kazançlarının emeklilik yılına güncelleme katsayısı ile taşınan değerlerinin prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunan kazançlarının aylık tutarı, aylık bağlama oranı da, toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 oranında hesaplanır. Dolayısıyla, sigortalıların prime esas kazançlarının yüksek ve prim ödeme gün sayılarının fazla olması halinde bağlanacak aylığın miktarı da yüksek olacaktır. 5510 sayılı Kanunla sigortalıların sistemde daha uzun süre kalması suretiyle hizmet süreleri, kazançları ve aylık bağlama oranları artacağından, bağlanan aylıkların azalması söz konusu olmayacaktır.




Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların aylıklarının hesaplanmasında; SSK ve Bağ-Kur sigortalıları için Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen hizmetleri için halen uygulanmakta olan güncellenen kazançları ve aylık bağlama oranları üzerinden, Kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen hizmetleri için ise, yeni güncelleme katsayısı ve aylık bağlama  oranları üzerinden karma sisteme, göre hesaplanacaktır.

Kanunun yürürlük tarihinden önce iştirakçi (memur) olanların Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra geçen hizmetlerinin tamamı için 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacaktır.




Malullük ve ölüm sigortasında, sigortalıların prim ödeme gün sayısının 9000 günden az olması halinde aylık bağlama oranları 9000 gün (4/a sigortalıları için 7200 gün) üzerinden hesaplanacaktır. Ayrıca, malul sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması halinde aylık bağlama oranı 10 puan artırılacaktır.




Reformun ana parametrelerinden biri olan ve prime esas kazançların güncellenmesinde kullanılan güncelleme katsayısı Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının (GH) % 30'u dikkate alınmak suretiyle yeniden belirlenmiştir. Buna göre, güncelleme katsayısı TÜFE+0 GH +1 formülünden oluşmaktadır.

Güncelleme katsayısı belirlenirken, emeğin GH içindeki payının ortalaması olan &,3 oranının üzerinde refah payı da dikkate alındığından, aylıklarda herhangi bir kayıp meydana gelmeyecektir.




Mevcut uygulamada aylık bağlama oranları yönünden giderek azalan bir yapı söz konusudur. Bu durum sigortalıların sistemde uzun süre kalmalarını teşvik etmemekte aksine alt sınır uygulamaları ile birlikte kısa sürede sistemden çıkmalarına neden olmaktadır.

Kanun ile sigortalıların prim ödeme gün sayılarının artması karşılığında bağlanacak aylıkları da artıran, dolayısıyla sistemde daha uzun süre kalmalarını teşvik eden düzenlemeler bulunmaktadır.

Diğer taraftan mevcut sigortalılarımızın Kanunun yürürlük tarihinden önceki hizmetleri eski hükümlere göre değerlendirilmektedir.

 Kanunun yürürlük tarihinden önce SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından emekli aylığı almakta olanların mevcut gelir ve aylıklarının aynen ödenmesine devam edilecektir. Aylıklarda herhangi bir azalma söz konusu değildir. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları, Kanun yürürlüğe girdikten sonra altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflâsyon oranında artırılacak, memur emeklilerinin aylıkları ise eskiden olduğu şekilde arttırılmaya devam edilecektir.



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol